15 Ağustos 2011 Pazartesi

Şans ve Ben aynı cümle kuruluşunda yer almayız...

          Bu bir rüya değil, şaka da değil, tamamen başıma gelmiş olaylar silsilesidir. Okuduğum bölüm gereği, üst düzey özelliklere sahip bir laptop, iyi bir fotoğraf makinesi, harici hard disk, en az 10 gb'lık bellek falan gibi çok fazla ihtiyacım vardı, sürekli taşımak külfet tabi.Sonra bir de çıktı aldığım yerlerden bulaşan çeşit çeşit virüsler de cabası. 2007 senesinde zamanının çok iyi özelliklerine sahip bir laptobum olmasıyla başlar son bulmayacak hikayemiz.Hani benim oldu ya o laptop, işte artık ona yazık olmuştu. İlk yaz arkadaşımın ayağı kablosuna takıldı, ana kart zarar gördü ve değişmek zorunda kaldı. Onu geçtim, çıktı aldığım yerlerden bulaşabilecek en belalı virüsler bizi buldu ve biz onları hiç temizleyemedik format olmadan.Geçen yaz ekran kartında sorun yaşadık. Bu yaz da kendisi mefta oldu.Ana kartın üzerinde kabarmalar varmış yapılamazmış. Bazen laptop benim olduğu için,sorun 10000 de bir görülen bir sorun da olsa onun beni bulduğunu düşünüyorum.
          Gelelim, olympus marka işimiz görebilecek ama bir o kadar da naif fotoğraf makineme. 1 sene duygusal anlar yaşadık, kimse yoktu ama o vardı, sıkılınca şak şak kendi resimlerimi çekebiliyordum en azından. İtalya'ya ödünç verdim 6 aylığına, geldiğinde artık objektifi açılmaz olmuştu. sonra onu firmaya gönderdik, garanti süresinde olmasına rağmen neymiş efem bizim hatamızmış, arkadaş biz bir şey yapmadık diyorum, bir kere düşmüş olsun hadi, millet 10 kere düşürür bir şey olmaz, benimkini elinde sallasan kesin bozulur zaten.Tüketici haklarıdır falan baya uğraştım, kampüs Urla'da olduğundan resmen işkenceydi benim için, süründüm, ama bayrağı da elimde tutmalıydım. O arada makinenin garanti süresi bitti, bir de o derdi anlatmaya çabalıyorum her seferinde. Neyse yaklaşık 1 senelik uğraştan sonra, dedim alın ya parasını yapın makineyi ! Yapıldı, 1 ay sonra aynı sorun. Tekrar gönderdim, bu sefer o sorunu düzeltip, başka bir yerini bozmuşlar, lanetler okuyarak, açıklamalarla, umutsuzca tekrar gönderdim. Ve o makine geri gelmedi. Firmaya gittim, bize ulaşmamış dediler, kargoya gittim, isim kaydınız yok dediler, makbuz ev taşırken kaybolmuş zaten. 1 sene de geçti aradan, şuan hiçbir şey yapamıyorum. Nerede bir fotoğraf makinesi görsem gözlerim dolu dolu olur, içlenirim anca.

          Sözün özü, artık ben bir şeyi kargoya verirken elimden alıyorlar, benim verdiğim kargo kaybolurmuş; uçağa binerken iyi okuyacakmışım kendimi; yamaç paraşütü yapacağım zaman, benim paraşüt kesin açılmaz diye atladım, ama orada şansım yaver gitti, yoksa inan ölümü göze almıştım, açılmayabilirdi çünkü !

2 yorum:

  1. ahhaha yazık yaa çok komik yazmışsın ama. Ben de çoğu zaman birşey benim olduğu için 10000000de bir görülen bir sorunun beni bulacağını düşünüyorum, genelde buluyor da. Demek ki sorun bizde değil bütün teknolojik aletlerde, bok gibi yapıyolar abi hepsini. Kahrolsun teknoloji ya da aletleri kalitesiz yapan insanlar.

    YanıtlaSil
  2. Belki de hayata benzer yerlerden baktığımız için benzer şeyleri yaşıyoruzdur. Ama var bi bokluk o da ayrı

    YanıtlaSil